“Benim için bir fotoğrafı yaratmak, tıpkı şiir ve müzik gibi duygusal bir tepki. İnkar edemeyeceğim zorlayıcı bir dürtünün doruk noktası. Bir insan figürü ya da natürmort ne olursa olsun, kurduğum manevi bağlantımın farkındayım. Hayatımda olduğu gibi çalışmalarımda da insan tecrübesinin ötesinde denge ve uyumla, evrenle bir olmanın özüne ulaştığımı düşünüyorum.”
“Işık benim ilham kaynağım. Boyam, fırçam ve modelin kendisi kadar hayati önem taşıyor. Işık, bu gezegendeki var olan yaşamın dayandığı enerji. Ve onun mükemmel eğrilerini, çizgilerini çok seviyorum.”
Ruth Bernhard, 14 Ekim 1905 tarihinde Berlin’de doğar. Babası posterleri ve yazı tasarımları ile ünlü Lucian Bernhard’dır. Anne ve babası o çok küçükken ayrılırlar, annesini hiç tanımadan büyür. Babasının başka eşinden 4 çocuğu daha olur. Ruth’un babası ile olan ilişkisi de sağlıksızdır.
1925-27 yılları arasında Berlin Sanat Akademisi’nde heykeltıraşlık ve resim eğitimi alır. Eğitimini tamamladıktan sonra babasının peşinden New York’a taşınır. 1920’lerin sonlarına doğru Manhattan’da yaşarken sanatsal topluluğun lezbiyen alt kültürü içinde arkadaşlar edinir. Fotoğraf sanatçısı Berenice Abbott (*) ve sevgilisi eleştirmen Elizabeth McCausland ile arkadaşlığı neticesinde, “Biseksüel Kaçışlar” başlıklı yazısını yazar.
1929 yılında, 24 yaşındayken, The Delineator Dergisi’nde fotoğrafçı Ralph Steiner’in karanlık oda asistanı olarak çalışmaya başlar. Burada istediğini bulamaz, kısıtlanmak ona göre değildir. İlgisizliği yüzünden işten kovulur. Aldığı çıkış ücreti ile kendisine 8×10 vizörlü bir fotoğraf makinesi alır. Babasının arkadaşlarının portrelerini çekerek, profesyonel fotoğrafçılığa adım atar.
Ruth Bernhard, 1934’te bir endüstriyel tasarımcı için devasa bir çelik kabın fotoğrafını çekecektir. Arkadaşından çelik kabın içinde poz vermesini ister. Sonuçta ortaya çıkan Embriyo adlı fotoğraf, onun kadın bedenine duyacağı yaşam boyu sürecek ilgisini körükler.
1935’te California, Santa Monica’daki bir kumsalda tesadüfen Edward Weston ile tanışır. Bu tanışma tüm algısının değişmesine sebep olur. O anı şöyle anlatır: “Fotoğraflarını ilk kez gördüğümde tamamen hazırlıksızdım. Karanlıkta bir şimşek çakması gibiydi. Önümde hayal ettiğim şeyin kanıtı duruyordu.” Yine bir röportajında: “Edward Weston’un fotoğraflarını gördüğümde o kadar etkilendim ki, ağladım. O güne kadar benim için fotoğraf sadece bir fotoğraftı. Moda ve ticari dünya için gerekli olduğunu düşünüyordum. Fotoğrafın bir sanat, fotoğrafçının da sanatçı olduğunu Weston’un fotoğraflarında gördüm.”
Ruth Bernhard bu tanışmadan sonra New York’tan ayrılarak, Edward Weston’la çalışmak için West Coast’a taşınır. Birkaç yıl boyunca kendini sanatsal anlamda geliştirir. Weston’la tanışması yeni bir çevreye girmesine de sebep olur. Bernhard, Round Table Of Photography adlı toplulukla yakın ilişki içine girer. Imogen Cunnigham, Dorothea Lange, Minor White, Wynn Bullock, Ansel Adams gibi önemli fotoğrafçılarla arkadaş olur. Edindiği bu yeni çevresi sayesinde fotoğrafçı ve sanatçı kimliği de değişir.
1944 yılında sanatçı ve tasarımcı Eveline (Evelyn) Phiminster ile tanışırlar. Birlikte aynı evde yaşamaya başlarlar, bu birliktelik on yıl boyunca sürecektir. Ruth Bernhard’ın Modernist West Coast Photographers hareketinin bir parçası haline geldiği Carmel’e, Californiya’ya taşınırlar. Ruth burada F/64 Grubu’nun çalışmalarına dahil olur.
Carmel’de hayatlarını kazanmak zorlaştığı için Hollywood’da yaşamaya karar verirler. Ruth, kendi fotoğraf stüdyosunu açar. Müşterilerinin çoğu, portresini çektirmek için çocuklarını getiren ünlülerdir; birçoğu sevdikleri bebek veya evcil hayvanlarla poz verirler. Ticari bir fotoğrafçı olarak kariyerini yükselttiği bu dönemde fotoğrafçı Earl Scott ve sanatçı/model Jeanne Alexander’la dostluk kurar. Her ikisiyle çok başarılı çalışmalara imza atar.
1953 yılında Ruth ve Evelyn San Francisco’ya taşınırlar. Ruth, üniversitelerde ders vermeye başlar, çalışmalarını kitaplaştırır ve yayımlar.
1967’de, Birleşik Devletler Hava Kuvvetleri’nde Albay olan Price Rice ile tanışır ve birbirlerine âşık olurlar. Kendisinden on yaş genç, Afrika kökenli Amerikalı Price Rice ile 1999’da ölünceye kadar birliktelikleri devam eder.
1981 yılında National Women’s Caucus for Art’a kabul edilir. Film yapımcısı Robert Burrill ile birlikte “Illuminations: Ruth Bernhard, Photographer” adlı otobiyografik filmi üzerinde çalışırlar.
1986 yılında Photography West tarafından The Eternal Body isimli kitabı yayımlanır.
Bernhard’ın fotoğrafları, San Francisco Modern Sanatlar Müzesi, New York Metropolitan Müzesi, Houston Güzel Sanatlar Müzesi ve Londra’daki Victoria and Albert Müzesi koleksiyonlarında yer alır.
Ruth Bernhard, kadın bedenini erotize etmeden yüceltir. Sadelik ve güzelliği ışıkla birleştirerek, kendi kompozisyonlarını yaratır.
“Yaşamın bana hediyeler vermesine izin verdim ve her şey, gerçekleşmesi gereken şekilde oldu. Hiçbir şeyin peşinden koşmadım. Az ya da çok olması gerektiği kadarı kendiliğinden oldu.”
Ansel Adams tarafından “çıplaklığın en büyük fotoğrafçısı” olarak adlandırılan Ruth Bernhard, 18 Aralık 2006’da 101 yaşındayken San Francisco’da hayata veda eder.
Diğer bilinen kitapları:
A Retrospective from the Ginny Williams Collection 1993
Gift of the commonplace 1996
Between Art and Life 2000
Ruth Bernhard’ın çalışmaları için:
(*) Berenice Abbott:
Meslek yaşamına sürrealist sanatçı Man Ray’in asistanı olarak başlayan Berenice Abbott, 1930 yıllarında New York kentiyle ilgili olarak hazırladığı belgesel fotoğraf dizileriyle büyük ilgi gördü. Ayrıca 20. yüzyılın başlarında yaşamış Fransız fotoğrafçı Eugène Atget’nin yapıtlarının Amerika Birleşik Devletleri’nde tanınmasını sağladı.
Fotoğraf çalışmalarını Changing New York, Greenwich Village, Today and Yesterday, Photographs ve The World of Atget adlı kitaplarında topladı.
Diğer fotoğraf ustalarının hayat hikayelerini buradan okuyabilirsiniz…