Türkiye’nin ilk kadın stüdyo fotoğrafçısı Maryam Şahinyan, 1911 yılında Sivas’ta Şahinyan Konağı’nda (O zamanlar Camlı Köşk denilen yapı, sonradan şehir merkezindeki PTT binasıdır.) dünyaya gelir.
Şahinyan ailesi, Sivas tarihinde yer edinmiş köklü ve zengin Ermeni ailelerindendir. Dedesi, 1. Meşrutiyet Meclisi’nde Sivas’ı temsilen seçilen milletvekillerinden Agop Şahinyan olup, daha sonraları vezir rütbesini de aldığından Şahinyan Paşa olarak bilinir. Agop Paşa 1898 yılında, 52 yaşında hayata veda eder. O zamanlar aile geleneklerine göre, cenaze töreninden önce ölü ile fotoğraf çektirilirmiş. Agop Paşa’ya da resmi kıyafeti giydirilip topluca aile fotoğrafı çektirilir.
Agop Şahinyan’ın oğullarından Mihran Şahinyan (Maryam’ın babası) Hovhannes Abacıyan’ın kızı Dikranuhi Abacıyan ile köşkte verilen görkemli bir davetle evlenir. İlk çocukları Maryam’dır. Daha sonra 6 kardeşi daha olur.
Ailenin kaderi 1915 Ermeni Soykırımı’nın ardından değişir. Maryam henüz 4 yaşındadır. En başta konaklarını, 30’a yakın köy, 5 büyük un fabrikası ve sayısız gayri menkullerini bırakarak, İstanbul’a göç ederler. Cumhuriyet döneminde, Harbiye’de bir apartman dairesinde yaşamlarını sürdürürler.
Baba Mihran Şahinyan ailesini geçindirebilmek için, gençliğinde amatör olarak ilgilendiği fotoğrafçılığı meslek edinir. 1933 yılında Beyoğlu’nda Yugoslav iki kardeş tarafından işletilen Foto Galatasaray’a ortak olur.
Maryam, Esavan Ermeni Okulu’nda tamamladığı ilk öğreniminden sonra, Sainte Pulcherie Fransız Lisesi’ne gider. Fakat maddi imkansızlıklar sebebiyle okuldan ayrılır. 1936 yılında annesi aniden vefat eder. Kısıtlı imkanlar sebebiyle, aile kararına göre, erkek çocuklar eğitimlerini tamamlayacak, kız çocuklar da ev işlerine ya da babalarına yardımcı olacaktır.
Maryam babasına fotoğraf stüdyosunda yardımcı olur, fotoğrafçılığın tüm inceliklerini öğrenir. Stüdyoyu tek başına işletmeye karar verir. 1937 yılından 1985 yılına kadar Foto Galatasaray aralıksız varlığını sürdürür. Babasından devraldığı 1. Dünya Savaşı sonrasında Balkanlar’dan göç eden bir aileye ait körüklü fotoğraf makinesi ve siyah beyaz tabaka filmlerinde hiçbir değişikliğe gitmeden onca yıl hizmet verir.
Maryam Şahinyan’ın hem kadın olması hem de Türkçe ve Ermenice’nin dışında iyi derecede Fransızca ve İtalyanca bilmesi, o dönemde İstanbul’a görevli gelen birçok insanla tanışmasını, adını duyurmasını sağlar.
Aynı zamanda insanlara tarafsız ve sıcak yaklaşımı sayesinde yetişkinler, çocuklar, transeksüeller, gayrimüslimler, sünnetlikler, evlenenler, resmi makam sahipleri ve sosyete kadınlarından, alt tabakaya kadar herkes ona rahatlıkla poz verir.
Hiç evlenmeyen ve çocuk sahibi olmayan Maryam Şahinyan, 1985 yılında yaşlılık nedeniyle stüdyosunu devretmek zorunda kalır. 1996 yılında Şişli’deki evinde hayata veda eder. Ermeni Mezarlığı’na defnedilir. Ardında 200 bine yakın görüntüyü kapsayan devasa bir arşiv bırakır.
Bizler bu arşivden; sanatçı, yazar ve araştırmacı Tayfun Serttaş sayesinde 2011 yılında Salt Galata’da açılan sergi ile haberdar olduk.
1985’te Maryam Şahinyan Foto Galatasaray’ı devrettikten sonra el değiştiren arşiv Aras Yayıncılık’ın sahibi Yetvart Tomasyan’ın deposuna taşınır. 25 yıldan sonra Tayfun Serttaş ve ekibi tarafından iki yıllık bir sürede tasnif, temizlik, sayısal restorasyon ve kategorizasyon aşamalarından geçerek korunmaya alınır.
Yetvart Tomasyan Foto Galatasaray’ı anlatıyor
Tayfun Serttaş, Maryam Şahinyan’a ait Foto Galatasaray arşivi ile buluşmasını ve çalışma sürecini anlatıyor
Diğer fotoğraf ustalarının hayat hikayelerini buradan okuyabilirsiniz…