…
Bir gün geçecekler küçük mezarının yanından,
Solmadan önce dünün gülü,
Yarının adımları geçecek yanından
görmek için sessizliğin yandığı yeri.
Bir dünya yürüyor, kız kardeşim(bacım), gittiğin yere doğru.
Her gün şarkın ulaşıyor
sevdiğin ışıltılı halkın ağzında.
Yüreğin cesurdu senin.
…
Kız kardeşim(bacım), senin halklarındır bunlar, adını her gün ananlar,
Her yerden gelen bizler, sudan ve topraktan,
Ele vermeyiz adını ve başka adlar söyleriz.
Ateş ölmesin diye.
Pablo Neruda
Çeviri: İsmail Aksoy
1942 yılında Mexico City’de, ünlü şair Pablo Neruda, yakın dostu Tina Modotti’nin ölümünün ardından “Tina Modotti’nin Kitabesi” şiirini yazar. Bu şiirden alınan yukarıdaki dizeler Tina’nın mezar taşında yazılıdır.
Tina Modotti, anlatmaya kelimeler yetmeyen, yüreğinin peşinden giden güçlü bir kadın. Oyuncu, fotoğrafçı, sanatçı ama en önemlisi devrimci.
1896 yılında İtalya’da doğar. Asıl adı Assunta Adelaine Luigia Modotti Mondini’dir.
Ailesiyle yerleştikleri Avusturya’da çocuk yaşta ipek fabrikasında çalışır, okula devam edemez. Maddi güçlük sebebiyle iş için Amerika’ya giden babasının peşinden yıllar sonra o da Amerika’ya gider. Ailenin diğer fertleri de birkaç yıl sonra gelir. Amerika’da İtalyan göçmenlerin yaşadığı “Küçük İtalya” denilen bir yerde yaşarlar.
Burası sanatçıların ve entelektüellerin uğrak yeridir. Tina’da, tiyatro ve operaya çok düşkündür. Çeşitli tiyatro oyunlarında oyunculuk yapar. Tina’nın hayatını değiştiren dönüm noktası 1915 yılında Kanadalı ressam ve şair Roubaix del’Abrie Richey (Robo) ile tanışmasıdır. Birlikte Los Angeles’e taşınırlar. Tina birkaç Hollywood filminde rol alır. Tanıştığı pek çok sanatçıdan beslenir.
Amerika’nın en önemli fotoğraf sanatçılarından Edward Weston ile yolları kesişir. Weston’un en sevdiği modeli ve sevgilisi olur. O sıralarda bu ilişkiden habersiz olan Robo’yu çiçek hastalığından kaybeder. Robo’nun, Weston’la yarım bıraktığı projesini tamamlayarak, Meksika’da sergi açarlar. Babasının ölümü üzerine yeniden Amerika’ya döner. Robo’nun anısına bir kitap yayınlar.
Meksika günleri…
Bir yıl sonra Edward Weston ile birlikte Meksika’ya gider, kendisi de fotoğrafla ilgilenmeye başlar. Ortak sergiler açarlar. Fotoğraf dünyasına kendisini kabul ettirir, kendi dilini oluşturur. Weston ile aşkları bir süre sonra bitse de dostlukları devam eder.
Küçük yaşlarından itibaren siyasete yakın olan Tina, Meksika’da Komünist Parti üyesi olur. Yakın arkadaş çevresinde yer alanlardan biri de Frida Kahlo’dur. Hatta Frida Kahlo ile Diego Rivera’yı tanıştıranın da Tina olduğu söylenmektedir.
İdam mahkumu Sacco ve Vanzetti’nin özgürlüğü için yapılan eylemlere katılır. Hayatında çok önemli yerleri olacak iki devrimci ile burada tanışır. Vittorio Vidali faşist karşıtı bir İtalyan sokak savaşçısıdır ve Meksika’ya Komünist Parti’nin öncü örgütlerini yeniden yapılandırması için gönderilmiştir. Diğeri ise 25 yaşındayken Küba’da Gerado Machado’nun diktatörlüğünde hapishanede başlattığı ayaklanmayla, adı solun Adonis’i olarak duyulan devrimci Julio Antonino’dur.
Tina, bu dönemde El Machete gibi oldukça radikal bir yayının fotoğrafçılığını yapar. Aynı zamanda Uluslararası İşςi Yardımı ve Anti-Imperialist League gibi uluslararası örgütlerin bünyesinde yer alır. Bu sırada da Komünist Parti üyesi Xavier Guerrero ile birliktedir.
1929 yılında sokakta yürürken yakın arkadaşı Julio Antonio Mella yanı başında Kübalı ajanlar tarafından öldürülür. Kısa süre sonra Meksika Devlet Başkanı Pascual Ortiz Rubio’ya suikast girişiminde bulunulur. Tina, basının komünist ve göçmen karşıtı kampanyası ile bu suikastların faili olarak suçlanır. O’na “Azgın ve kanlı Tina Modotti” adını verirler. 1930 yılında ülkeden sınır dışı edilir.
İtalya, Almanya, İsviçre’de antifaşist direnişlere katılır, fotoğrafçılığa devam eder. Ancak maddi imkanlarının tükenmesi ve faşizmin Avrupa’da giderek yükselmesi sebebiyle dostu Vittorio Vidali’nin tavsiyesine de uyarak, 1931’de Moskova’ya gider. Kendini tamamen siyasi mücadeleye adar. Fotoğraf makinesini Moskova Nehri’nin sularına atar ve bir daha fotoğraf çekmez.
Fotoğrafı bırakıyor…
Yabancı basında çıkan haberleri çevirir, kendisi de haber yazarak geçimini sağlar. 1936’da başlayan İspanya İç Savaşı’nda Maria kod adıyla direnişe katılır. İspanya’da Uluslararası Faşizme Karşı Aydınlar Kongresi’nin hazırlık çalışmalarında da yer alır. Uluslararası Tugaylar safında mücadeleye katılan aydınlardan Ernest Hemingway, Robert Capa, Dolores Ibarruri ve Antonio Machado gibilerle birlikte çalışır. Hatta Robert Capa ve Gerda Taro fotoğraf çekmesi konusunda Tina’yı ikna etmeye çalışırlar ama başaramazlar.
1939’da faşist diktatör Franco’nun zafer kazanmasıyla İspanya’yı terk etmek zorunda kalır. Dostu Vidali ile Paris’e gidip, partiden İtalya’da mücadelenin illegal sahada çalışma iznini ister fakat talepleri reddedilince Meksika’ya dönerler. 1941 yılında uzun çabaları sonucunda sürgün kararı geçersiz kılınarak, Meksika’dan sığınma hakkı alır.
Tina çeviriler yaparak geçinmeye çabalasa da Meksika’da mutlu değildir. Toplumsal ve kültürel yaşama eskisi kadar katılmaz artık. Moskova’dan uzak kalması da onu yalnızlığa iter. Zaman zaman Meksika’ya gelen sürgün yazarlardan Anna Seghers ve Constancia de La Mora ile biraraya gelir. Vidali’nin Meksika polisi tarafından tutuklanarak sorgulanmaya götürülmesi Tina’yı kötü etkiler. Vidali’nin serbest bırakılmasından sonra depresyona girer.
5 Ocak 1942’de arkadaşlarıyla gittiği bir akşam yemeğinin dönüşünde takside geçirdiği kalp krizi sonucunda hayatını kaybeder.
Bulabilirseniz Agora Kitaplığı tarafından Margeret Hooks’un yazdığı Laleper AYTEK’in çevirisiyle yayınlanan Devrimci Fotoğrafçı – Tina Modotti kitabını da mutlaka edinmenizi tavsiye ederiz…
Agora Kitaplığı’ndan sipariş için buraya tıklayabilirsiniz…
The Art of Photography Youtube kanalında Tina Modotti videosu:
2002 yılı yapımı Frida filminde, Tina Modotti ve Frida Kahlo’nun tango yaptıkları çok konuşulan ünlü sahne:
Diğer fotoğraf ustalarının hayat hikayelerini buradan okuyabilirsiniz…